Kişisel Bilgiler

Telefon: 0 542 124 15 50

Ofis: 0 542 124 15 50

E-Posta: [email protected]

Online Randevu Al

Kolay bir şekilde randevu oluşturmak için aşağıdan randevu formunu doldurabilir ya da buraya tıklayarak Whatsapp’tan iletişim kurabilirsiniz.


    Glokom

    Glokom hastalığı, göz sinirlerinin harap olması sonucu ortaya çıkan ve her yaşta görülebilen aynı zamanda önlenmesi ve tedavisi çok kolay bir göz ve görme siniri hastalığıdır. Glokom kelimesi M.Ö. 400 lü yıllarda Hipokrat metinlerinde geçmektedir. Etimolojik olarak Akdeniz kıyılarımızda o hayran olduğumuz yeşil-mavi deniz rengini ifade etmektedir. Aynı zamanda sıfat olarak da parlayan anlamına da gelmektedir ki, bu terimlerin o devirlerde akut glokom krizleri sonucu ortaya çıkan ödemli kornea görüntüsünü ifade ettiği düşünülmektedir.

    Bebeklik çağından başlayarak her yaşta görülebilir, ancak daha çok 40 yaş sonrasının hastalığıdır. Kalıtsal bir hastalıktır, ailesinde glokom hastalığı bulunan kişilerin hastalık konusunda dikkatli olmaları, göz muayenelerinde bu hususu belirtmeleri gerekmektedir. Nadiren birden başlayan şiddetli ağrı, görmede ani azalma, bulantı kusma ile ortaya çıkabilse de genellikle hiçbir belirti vermeden ilerleyen ve sonunda ciddi görme kaybına hatta körlüğe neden olabilen bir hastalıktır.

    Gözümüzü kabaca balon olarak farz edersek bu balonun sönmemesi ve optik yüzeylerinin küresel özelliklerini koruyabilmesi için içinde belli bir basınç bulunmalıdır. Bu basıncı sağlayan gözümüzün içinde salgılanan göziçi sıvısıdır. Tabii burada salgılanmayla birlikte bir de bu sıvının dışa atım mekanizması söz konusudur. Eğer bu dışa akım mekanizmasında bir direnç oluşacak olursa göz içi basıncımız artar. Normal göz içi basıncı 20 mm Hg ya kadardır.

    Göz içi basıncının artmasına en duyarlı göz dokusu görme siniridir. Görme siniri, ağ tabakanın algıladığı milyonlarca görsel uyarıyı beynimizde bulunan görme merkezine (ana santral) ulaştıran, milyonlarca kablodan oluşan bir kablocuklar yumağıdır. Görme sinirinin beslenmesi fonksiyonlarının idamesi açısından çok önemli olup, etrafındaki ve içindeki mikro damarcıklar vasıtası ile olmaktadır. Eğer göz içi basıncı artışı bu mikro damarcıklar içindeki akımı etkileyecek olursa görme sinirinin beslenmesi bozularak hasar oluşmaya başlar.

    Göz içi basıncının yüksek olması dışında, migren hastalığı veya soğuğa karşı hassas olan insanlarda, soğuk havalarda ellerinde morarma, damarlarında daralma olan kişilerde de görme sinirinin yetersiz beslenmesine bağlı olarak glokomatöz hasar oluşabilir. Bu tür durumlarda göz içi basıncı yüksek olmasa da görme siniri hasarı olabildiğinden glokom tanısı konabilir. Bu tür glokom hastalığına ‘’düşük basınçlı glokom’’ denir. Bir de bunun tersi olan bir durum vardır; göz içi basıncı normal sınırların üstünde olmasına rağmen yapılan tetkiklerde glokom hasarı saptanmaz, bu duruma da ‘’oküler hipertansiyon’’ adı verilir.

    Glokom Hastalığı Tedavisi

    Glokom hastalığı tedavisinde çok önemli gelişmeler olmuştur. Gerek gerek ilaçla tedavi, gerek laser tedavisi gerekse ameliyatla tedavi son derece başarı olmaktadır. Laser tedavisi genellikle kullanılan ilaç dozunu ve sayısını azaltmak için uygulanır. Ameliyat ise ilaçla veya laser tedavisi ile göz içi basıncı yeterince kontrol altına alınamıyorsa ve glokoma bağlı görme siniri hasarı ilerliyorsa uygulanmaktadır.

    Glokom hastalığı konusunda son yıllardaki en çarpıcı gelişmeler ise tanı yöntemleri konusunda olmuştur. Tanıyı ne kadar erken koyarsak görme sinirinde oluşabilecek hasarı da o kadar erken önlemiş oluruz, dolayısı ile hastalarımızda fark edilebilir herhangi bir kayıp oluşmadan önce bize sağlam kanıtlar verecek diagnostik cihazlara ihtiyacımız var. Artık yeni teknolojik gelişmeler sayesinde görme sinirimizde hasarı en başlangıç seviyesinde tespit edip erken tanı koyup erken tedavi uygulayabiliyoruz.

    Glokomda temel tanı yöntemleri görme alanı muayenesi ve optik kohorens tomografi dir(OCT). Bilgisayarlı görme alanı muayenesi periferik görme alanımızı tarayarak bir daralma olup olmadığını tespit eder. OCT ise ağ tabaka (retina) ve görme sinirinin (optik sinir) kesitlerini alır ve bilgisayar programı ile normal kişilerle karşılaştırarak sinir lifi hasarının çok erken evrelerde hassas bir şekilde saptanmasını sağlar.

    Glokom tanısında yeni bir özellik de göz cidarımızın kalınlığının ölçtüğümüz göz içi basıncı değerini ne kadar etkilediğidir. Bu yüzden göz tansiyonu hastalığı şüphesi olan kişilerde mutlaka kornea kalınlığı ölçülerinin de not edilmesi gerekir. Glokom hastalığı, ciddi görme kayıplarına neden olabilen ancak tanısı ve tedavisi kolay bir hastalıktır. Bu yüzden en azından 40 yaşından sonra rutin senelik göz muayenesini ihmal etmemek gerekir.