Bir an için evimizin dışa bakan pencerelerindeki tüm camları buzlu cam yapalım. Evimize giren ışık miktarı birden azalır, ışıklar saçılmaya, etraflarında hareler oluşmaya başlar. Peki, ya kalın perdelerimizi de kapatırsak; artık ortam iyice loşlaşır, evin içinde hareket yeteneğimiz azalır, günlük işlerimizi yapmamız zorlaşır. Gözümüzün dışa açılan penceresi olan gözbebeğimizin de hemen arkasında bir merceğimiz var. Bu mercek, odaklandığımız cisimler yakınlaştıkça kırma gücünü arttırarak yakındaki objeleri net görmemizi sağlar. Aynen, son derece gelişmiş elektronik sensörleri olan profesyonel DSLR fotograf makineleri gibi. Söz konusu hastalığımız katarakt ise, bu merceğimizin yavaş yavaş saydamlığını yitirmesi ve sonuçta ağ tabakasına giden görsel uyarı ve ışık miktarı azalacağından ve göz içi ortam loşlaşacağından etkili görmemizin azalmasıdır. Bazı sanat tarihçileri, görmedeki bu nitelik değişimini örneğin Van Gogh gibi bazı ressamların eserlerinde zaman içinde saptanan birtakım renk ve kontrast değişimleri ile paralelleştirerek katarakt oluşumuna bağlamışlardır.